Çok kalabalık ve koşturmalı bir şehirde hayatımı sürdürmeye çalışıyorum, gün içerisinde, hem iş hayatımda hem özel hayatımda türlü türlü taklalar atarak kendimi büyütmeye, yetiştirmeye ve gerek gelirimi gerek sosyal statümü geliştirmeye çalışıyorum. Belki bilinçli bir şekilde kendi çizdiğim veya sosyal mecraların tümünün dikte ederek önüme sunduğu yollardan
birisinde yürürken yorgun argın, kafası karışmış bir şekilde evime dönüyorum.

Salonda orta sehpamda, televizyonun yanındaki büfede veya kitaplıkta, belki banyomda, yatak odamda komodinin üzerinde güzel kokulu bir mumum var, çok büyük değil, çok küçük değil, yaktığımda kendimi bir parfümeri dükkanına girmişim gibi de hissettirmiyor, evet, evimdeyim, o küçük alev bana fiziksel olmasa da manevi bir sıcaklık veriyor, derinden, bağırıp çağırmadan, burnumu gözümü yakmadan hoş bir koku yayılıyor ortama.

Evimde arkadaşları ağırlayacağım
ve onlar gelmeden önce ortalığı toparlıyorum, evime daha ‘’cozy’’ bir ambiyans katmak için orta sehpama mum yakıp bırakıyorum, acaba küçük bir tane de banyoya mı yaksam veya kokulu çubukları ters yüz mü etsem? Şu herkesin bildiği acayip pahalı ve havalı ama ona rağmen parafinden üretilmiş, sağlığa zararlı mumdan koysam orta sehpaya, görgüsüz gibi durur muyum acaba ? Yada her AVM’de bulunan şu dünya markasının home koleksiyonundaki, herkesin evinde illa bir iki tane bulunan mumlarından yaksam çok mu sıradan, ‘’commodity’’ gözükürüm, özgün ve seçici durmam?

Çok da samimi olmadığım birisinin evine davet edildim, giderken eli boş gitmek olmaz ama ne tarzlarını biliyorum, ne zevklerini. Gelirken ne getireyim diye soracak kadar da yakın değiliz, şık bir kokulu mum harika bir hediye olur, mumu herkes sever, kadını erkeği olmaz, kullanmasa bile dekoratif bir obje olarak durur, her gördüğünde veya kullandığında da beni hatırlar. Yeni ve az bilinir ama kalitesi daha ambalajından belli bir markanın mumunu götürmek bence çok şık olur, yakışır.